Bugün size Tevfik Uyar tarafından yazılmış güzel bir konuyu paylaşmak istiyorum. Yalan yanlış yapılmış olan haberlerin fotoğrafların hakkında güzel bir makale..
Ve buyrun makale içeriği;
“Yalanların gerçeklerden hızlı yayıldığını çeşitli şekillerde dile getiriyoruz. Bunun muhtemel nedeni şudur: Gerçek yalındır. En şaşırtıcı gerçek bile doğal olarak gerçeklik sınırları içerisindedir. Yalan ise pek çok şekilde vücut bulabilir: Dramatik bir olay, mucizevi olduğu iddia edilen bir nesne, metafizik bir bilgi ya da kurgulanmış bir heyecan.
Yalanın yazı ile kurgulanması onun inandırıcılığını arttırmak için onun tutarlı bir şekilde yazımını gerektirir ve insanlar yazıdan bir konuyu etraflıca, en azından boşluk bırakmayacak şekilde açıklamasını ister. Bu kadar kurgulama ve açıklama zahmetlidir ve belki de bu zahmet yüzünden fotoğraf daha kolaydır. Ayrıca etkileyicidir de.
İlave olarak sosyal medyada fotoğrafın dikkat çekiciliğinin yazıdan daha etkili olduğu çeşitli çalışmalar ve istatistiklerle gösterilmiştir. Pek çoğumuz kendi deneyimlerimizden de zaten bunu anlayabiliyoruz, ve bundan olsa gerek insanlar, şirketler ve hayran toplama amaçlı açılmış sayfalar da fotoğraf paylaşmayı seviyorlar.
Bu bilgiler ışığında ilgi çekmeye muktedir olan sahte fotoğrafların küçük bir yorumla birlikte “piyasaya” sürülmesi ve akabinde hızla yayılmaya başlaması da sürpriz değil. Üstelik fotoğraf beraberindeki küçük açıklamaya uygun görsel öğelere sahipse, zihinsel kısayollarımız devreye giriyor ve fotoğraf oldukça “inandırıcı” olabiliyor. Yalansavar’da bu tip sahte fotoğraf haberlerine daha önce yer vermiştik (Samsung-Apple, Air France 447 gibi…).
Sahte fotoğraflar üretmenin ya da fotoğrafları sahte bilgilerle paylaşmanın amaçları çeşitli olabilir. Başlıca amaçlardan birisi ilgi çekmek. Twitter gibi platformlarda çok paylaşılan tweet’ler paylaşan hesaplara takipçi ve popülarite kazandırıyor ve bu da ilgi çekebilecek fotoğrafları doğal bir popüler paylaşım öğesi haline getiriyor. Bir diğer başlıca neden ise propoganda. Fotoğraflar iyi ya da kötü amaçla bir görüşün, bir ideolojinin veya bir siyasi partinin propaganda aracı olarak kullanılabiliyor (Işıl Arıcan da Photoshop Savaşları adlı yazısında sahte fotoğrafların siyasi propoganda amacıyla nasıl kullanıldığına dair örnekler vermişti).
Özellikle propaganda amacı taşımasa bile toplumsal bir olaya dikkat çekme amaçlı eylemlere de rastlamak mümkün. Hatta bu amaca ve amaca yönelik bu eyleme sadece internette değil ulusal basında da rastlanabilir: Habertürk’ün kadın cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla şiddet içeren bir fotoğraf manşetine taşıması uygun bir örnek… Ancak bu gerçek bir örnekti… Zira toplumsal bir olaya dikkat çekeyim derken de sahte fotoğrafların kurbanı olabilirsiniz.
Bana bu yazıyı yazmaya karar verdiren fotoğraf da bu kapsamda değerlendirilebilir:
“Pazarda satılan Afgan kız” olarak tanıtılan fotoğraf.
Yukarıda görmüş olduğunuz fotoğrafı @sibelalas‘ın attığı bir tweet’te gördüm (ilk gördüğümde 81 kişi RT yapmıştı, 20 dakika sonra yeniden baktığımda sayı 143′e fırladı). Fotoğrafın pazarda açık arttırma usülüyle satılan bir kızı gösterdiği söyleniyor. Muhtemelen Sibel Alaş da internette bu şekilde anlatılan bloglardan birinde görmüş olmalı. Kendisi elbette iyi niyetle, iddia edilen olay gerçek olsaydı, böylesine insanlık dışı bir olaya dikkat çekmeye çalışıyor olacaktı; ancak anlatılan hikaye gerçek değil. İşin gerçeği, fotoğraf 17 Mayıs 2011′de Afganistan’da NATO birliklerine yönelik bir intihar saldırısında 25 kişinin hayatını kaybetmesi sonucu patlak veren bir protestoyu ve bu saldırılarda ailesini kaybeden küçük kızı gösteriyor (1). Her ne kadar Afganistan’da kadın hakları ile ilgili ciddi ihlaller olduğunu biliyor olsak da bu fotoğrafın beraberinde sunulan bilgi gerçek değil.
Sahte fotoğrafları eğlenmek amacıyla üretenler olmadığını söylersek de yalan söylemiş oluruz; zira “trollük” müessesesi her yerde… Çok önce değil, daha 2 gün önce “Kahire’de Kar” haberi Dünya gündemine yerleşti. Yerleşti, çünkü gerçekten de iklim koşulları nedeniyle pek kar görmeyen (iddialara göre en sonuncusunu 112 yıl önce görmüş) Kahire’de kar yağması haber değeri taşıyor. Küresel ısınma ve yarattığı iklim dengesizlikleri açısından da dikkate değer bir olay. Ancak haberle birlikte paylaşılan fotoğraflar arasında şu aşağıdaki fotoğraf da mevcuttu:
Mısır’da kar haberinin birlikte paylaşıldığı fotoğraf…
Mısır’da kar yağdığı doğru olsa da sosyal medyada paylaşıla paylaşıla karları eriyen yukarıdaki fotoğraf için aynı şeyi söyleyemiyoruz: Sfenks fotoğrafı, Japonya’da bulunan, İstanbul’daki Miniatürk benzeri bir model sergisinden, gerçeğinin 25′te birlik bir modeli sadece (2). Yani resimdeki sfenks de, piramit de, otobüsler ve insanlar da birer maketten ibaret. Üzerindeki kar da açık hava sergisi olmasından…
Tipoloji ve Reçete
Örneklerden de anlaşılabileceği üzere fotoğraf aracılığıyla yayılan yalanları üçe ayırabiliriz:
1. Bilgi gerçek, fotoğraf yalan (Kahire’de kar örneği)
2. Fotoğraf gerçek, bilgi yalan (Pazardaki Afgan kız örneği)
3. Hem bilgi, hem de fotoğraf yalan (Samsung-Apple örneği)Hem bilgi hem de fotoğrafın yalan olduğu durumlarda ayılmamız ve fark etmemizin diğerlerine göre nispeten kolay olduğunu söyleyebiliriz saçmalığından, mantıksızlığından ya da gerçekçiliğinden şüpheleneceğimiz iki bilgi bulunmaktadır. Ancak en az bir öğenin gerçekçi olduğu durumlarda yanılma olasılığımız kayda değerdir, zira doğru olduğunu kabul ettiğimiz ve/veya bildiğimiz bir bilgi ona uygun başka ama sahte bir bilgi türü ile desteklenmektedir. Doğal olarak zihinsel kısayollarımız devreye girer ve biri görsel diğeri açıklama olan iki bilgi türünü birbirine bağlar: Sfenks fotoğrafında olduğu gibi… Kahire’ye kar yağdığı gibi gerçek ve doğrulanabilir bir bilgi varken, bu bilgi ile tutarlı ve uyumlu bir görselin yalan olabileceğinden niçin şüphelenelim ki? (Nitekim T24 gibi ciddi haber portalları dahi bu şakayı yedi.)
Afgan kız örneğinde de zihinsel kısayollarımız sözkonusudur. Ortadoğulular hakkındaki kalıpyargılarımız ve Ortadoğu ülkelerinde kadınların gördüğü muameleye dair eski bilgilerimiz, Afganistan’daki küçük bir kızın gerçekten de para ile satılabileceğini düşündürtür bize. Bu yüzden fotoğraftan şüphelenmek için gerçek bir neden bulamayabiliriz… Şükür ki yukarıdaki fotoğrafta küçük kız ortada olmasına rağmen herkesin ona değil, başka bir noktaya bakıyor olması ana odak noktasının o kız olmadığını anlatıyor biraz ve böylece bir miktar şüphelenebiliyoruz.
Peki… Sahte fotoğraf saldırısına maruz kaldığımızı düşünürsek ne yapacağız? İşte küçük bir reçete:
1. Güven iyidir ama kontrol daha iyidir.
Fotoğrafı paylaşan kişiye güvenseniz dahi bilginin ve fotoğrafın birinci kaynağının o olup olmadığını kontrol edin. Kişiyi tanımıyorsanız daha önceki paylaşımlarına bakın. Seçerek mi paylaşıyor? Yoksa rasgele mi? Takipçisi bol, ilgi toplamaya çalışan ve gerçek kişilere ait olmayan hesaplardan birisi mi? Gerçek kişi mi?
2. 5N 1K kuralı: Ne ? Neden ? Nasıl ? Ne zaman ? Nerede ? Kim.
Dramatik, çok önemli ya da olağanüstü bir olay / durum / nesneye ait bir fotoğraftan bahsediliyorsa fotoğraf olayın kesin ve net bilgisini, en azından tarihini içermelidir. Yoksa günlük hayatta pek de itibar etmediğimiz “kuzenimin de başına gelmişti” sözel ifadesine karşılık geldiğini söylemek yanlış olmaz. Bahsi geçen bilginin doğruluğunu Google gibi araçlarla doğrulayabilirsiniz. Bilgi net değilse ya da net bilgiyi doğrulayamıyorsanız, fotoğraf da büyük ölçüde doğru değildir.
3. “Bir de yetmez beş tane…”
Olağanüstü ve önemli olaylar imkanlar çok özel şartlar tarafından kısıtlanmamışsa (fotoğraf çekme yasağı, fotoğraf öznesinin hızı, tesadüfi durumlar vb.) birden fazla fotoğrafa sahip olmalıdır. Ne üzerine kar yağmış sfenksin, ne buzdolabında saklanmış bir uzaylının, ne de Samsung’dan Apple’a kuruşlar halinde ödenmiş bir tazminatın tek fotoğrafı olması çok beklenmez. Bu tip olay ve nesnelerin amatör ya da profesyonel, gazeteci ya da turist, polis ya da sivil pek çok, en azından bir kaç kişi tarafından fotoğraflanması daha akla yatkındır. İkinci adımda tavsiye ettiğimiz üzere bilginin doğruluğunu sınarken pek çok haber kaynağına denk gelebilirsiniz ve denk gelmişken söz konusu olaya ait başka kişiler tarafından ya da başka açılardan alınmış fotoğraflar olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. Eğer fotoğraf sadece bir adetse şüphelidir.
4. İyi ki “Google Görsel Arama” var
Eğer hala şüphede iseniz ya da fotoğrafın / bilginin kaynaklarına ulaşamıyorsanız Google Görsel Arama‘nın “görsel yükleyerek arama” seçeneğini kullanabilirsiniz. Şüphenizin kaynağı olan fotoğrafın URL’si ile, ya da fotoğrafı önce bilgisayarınıza kaydetmek ve sonra Google Görsel Arama’ya yüklemek suretiyle fotoğrafın başka nerelerde yayınlandığını ve hatta orjinal kaynağını bulabilirsiniz. Özellikle ısıtılıp ısıtılıp anlamı değiştirerek yeniymiş gibi servis edilen dramatik fotoğraflar için (savaş sahnesi, polis saldırısı vb.) çok işe yaradığını söyleyebilirim.
Yalan radarlarınız açık olsun…”
Benim hoşuma gitti ve beğeneceğinizi, faydalı olacağını düşünerek paylaşıyorum.. Yazarın tekrar ellerine sağlık..
Makalenin orjinaline ulaşmak için Tıklayınız